16 Haziran 2011 Perşembe

Şirinevler İ.Ö.O. 5 / B 'ye Veda

                MERHABA DÜN, ELVEDA BUGÜN!   


                Beş koca yılın ardından şöyle bir bakıyorum da geriye: Ne çok sevgi biriktirmişsiniz kalbimde! Beş değil de onlarca yıldır yanımdaymışsınız gibi, ne çok alışmışım size… Madem gidecektiniz, niye sevdirdiniz ki kendinizi bu kadar bana!.. Ama siz bana bakmayın, gidin. Haydi gidin!


                Rüzgar gibi geçen beş yılın ardından şöyle bir bakıyorum da geriye: Sanki dündü; korkulu, endişeli, ağlamaklı gözlerinizle tanışmam. “Daha dün (gibi) annenizin kollarında(n)” bana gelişiniz! Saçlarınızı okşamam, o minik ellerinize kalem tutturuşum daha dün gibi… Zaman ne de çabuk geçmiş; süremiz dolmuş!.. Size verebileceklerim, öğretebileceklerim henüz bitmedi! Doymadım, daha doyamadım sevmelere sizi ben! Gitmek için henüz çok erken!.. Ama siz bana bakmayın, gidin. Haydi gidin! Yolunuz açık olsun!




              15 Eylül 2006’dan - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  6 Haziran 2011’e. . . . . . .




                Sevgili  öğrencilerim,


                Seni tanıdığıma çok memnun oldum. İyi ki doğdun; iyi ki varsın!.. İyi ki sınıfıma gelmişsin; iyi ki kesişmiş, hayatlarımızın bir yerlerinde yollarımız… İyi ki tanımış, iyi ki emek verebilmişim sana!


                Çocuklar melek doğar! Gözlerimiz gördüklerini algılayabildiğinde; kulaklarımız duyduklarını anlamlandırabildiğinde başlar biz insanlar için iyi- kötü yargısı.


                Gözlerimizi dünyaya açmamızla birlikte başlar öğrenme sürecimiz. Ve hep sürer; demir almak günü gelinceye dek, bu limandan! Gördüklerimizden, duyduklarımızdan, yaşadıklarımızdan, okuduklarımızdan öğreniriz: İyiyi de kötüyü de… Her şeyi öğreniriz.


                İşte “bir melek” olarak doğan insanı “iyi ya da kötü” yapan şey; bu sürecin akabinde yapılan ya da yapılamayanlardır. Eğer duyu organlarımıza gelen verileri fark eder, doğru algılar, anlamlandırır ve bilgi dağarcığımıza kaydedersek… Merak eder ve sorgularsak… Kültürel değerlerin, mantığın ve kalbin süzgecinden geçirirsek… Ve bunlardan yapacağımız çıkarımları davranışlarımıza yansıtabilirsek… Yaşanmışlıklardan da ders çıkarır, davranışlarımızı geliştirebilirsek “iyi insan” oluruz.


                Herkes bilir bir ağacın, bir kelebeğin nasıl öldürülebileceğini: Ama çok az kişinin kalbi dayanabilir caniliğe!.. Herkes bilir en ağır küfürlerin nasıl edileceğini: Ama istendik davranışlar geliştirebilen hiç kimse o küfürleri ağzına almaz, aklına bile getirmez… Herkes bilir saygısızlığın nasıl yapılacağını. Kavgayı, kıskançlığı, kalp kırmayı herkes bilir. Ama kalbinin sesini dinleyebilen hiç kimse yapmaz bunları!


                İşte seni bu yüzden çok seviyorum! Sen iyi insan olmayı tercih ettin ve hep iyi davranışlar edindin. Ve böyle de devam edeceğine; davranışlarını hep iyiliklerden, sevgiden, barıştan yana geliştireceğine yürekten inanıyorum.


                Bilmelisin ki okul ve hayatta başarılı olabilmen de edineceğin doğru davranışlar / alışkanlıklarla mümkündür. İşte bu yüzden:




                a) Bugünün işini yarına bırakmamayı;


                b) Kitap okumayı;


                c) Sorumluluklarını;


                d) Sana değer veren tecrübeli insanların sözlerini dinlemeyi;


                e) Öğrenmek için çaba sarf etmeyi;


                f) Öğrendiklerini sorgulamayı;


                g) Vücudumuzun besinlerin içeriğini alıp; işe yaramaz, zararlı posasını attığı gibi: Edindiğin bilgileri ve tanıdığın insanları akıl, ahlak ve sevgi süzgecinden geçirebilmeyi… Sana zararı dokunacak, seni kötü yollara sürükleyebilecekleri aklından, kalbinden ve hayatından atabilmeyi;


                h) Seni seven, hayatına değer katan herkesi ve her şeyi sevebilmeyi, unutmamayı…




                İşte bütün bunları bir alışkanlık, birer davranış haline getirebilmelisin.


                Bir şey daha! Tanrı evrende hiçbir şeyi gereksiz yaratmamış. Her şey bir düzenin parçası,  zincirin bir halkası. Dünya’da hayatın sürebilmesi için her şey ve herkesin hayati görevleri var. Her şey ve herkes kapsama alanına yarar sağlamalı. Güneş, su, taş, toprak, madenler; bitkiler, hayvanlar… Hepsi de rollerini yerine getiriyor. Görevlerini yapmayanlar maalesef sadece insanlardan çıkıyor! Sümüklüböceğin bile iz bıraktığı şu dünyada insanların boşa zaman harcayabilmesi ne acı!


                Lütfen görevlerini, sorumluluklarını ve haklarını bil. Bunları hiç aklından çıkarma ve hayat boyu uygula. Hep kendinle yarış: Her akşam yatağına yattığında, sana değer katan yeni şeyler öğrenmiş ol… Seni mutlu edecek iyi şeyler yapmış ol!




                Canım benim!


                Acı- tatlı geçen beş yılımızın sonrasında beni hep iyi hallerimle hatırla. Beni unutma ve sevmeye devam et. Çünkü ben de öyle yapacağım: Seni ve arkadaşlarını hiç unutmayacağım ve hep seveceğim.


                Hoşça kal ya da güle- güle… Her neyse! Tüm güzellikler hep seninle olsun. Hayat hep gülümsesin sana. Yolun açık olsun meleğim!


                Eylül 2006 – Şirinevler İlköğretim Okulu – B Blok / 1 - B


                Haziran 2011 – Şirinevler Mehmet Şen İ.Ö.O.      /  5 – B


                     
               Öğretmeniniz, Fikri TIRPAN




                                               



1 yorum:

  1. Siziiiii çoooooooooook özLedim öğretmenim..:)

    YanıtlaSil